ŞAŞIP KALIYORUM

yıl 1920...

arap, ingiliz'le birleşmiş, türk'ü arkadan vurmuş; ermeni rus'la birleşmiş, doğu anadolu'yu kana boyamış; rum yunan'la, yunan ingiliz'le birleşmiş, batı anadolu'yu ele geçirmiş...
ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış...
kalan ne?..
elde avuçta istanbul ile izmir bile yok!.. anadolu'nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle, yüzde 95'i okuma yazma bilmez, yorgun, yoksul, bitkin, erik bir halk...
nasıl kurtulmuşuz?..
şaşıp kalıyorum...

* * *
yunan'ı nasıl denize döküp hizaya getirmişiz, ingiliz'i istanbul'dan nasıl çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya nasıl eşit oturmuşuz?..
inanılır gibi değil...
sakın rüya olmasın?..

* * *

yıl 1923...
anadolu'da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor; hastalıklı, aç biilaç, parasız; yüzde 95'i elifi görse mertek sanacak kadar alfabesiz...
ne yapacaksın?..
demokrasi yap!..
nasıl yapacaksın?..

2000'e 1.5 kala nurcu tarikatının ardına bu kadar adam takılmışken, 1923'ün yanmış yıkılmış anadolusu'nda nasıl demokrasi yapacaksın?.. komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, anadolu'yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın. fabrikan yok, işçin yok, işadamın yok, mühendisin yok, doktorun yok, uzmanın yok, tüccarın yok, öğretmenin yok, mimarın yok, yolun yok, suyun yok, barajın yok, elektriğin yok, kadınların çarşafta çuvala giriyor, erkeğin dört karı alıyor, yurttaşlık yasası yok, üniversiten yok, banka yok, burjuva yok, proletarya yok, ihracatçı yok, ithalatçı yok, sermayen yok...

kalkın bakalım...

nasıl kalkınacaksın?..
sermayesiz ekonomik kalkınmanın yumurtasız omletten ne farkı var?..

* * *

mustafa kemal kuşağı ne yapmış?.. yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?.. türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş?.. merkez bankası 1930'a değin neden açılamamış?.. özel sektör nasıl oluşturulmuş?.. yeni devlet nasıl kurulmuş?.. çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?.. 1920'de 10-11 milyon nüfusun yüzde 95'i alfabesizken savaş artığı bir toplumla okuma yazma seferberliği nasıl açılmış?..

kitaplıklarda kitap yokken ulusal kütüphane nasıl kurulmuş?..
okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış?..
yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?..
yunanlı ile dostluk nasıl kurulmuş?..
avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış?..
şaşıp kalıyorum...

* * *

şaşıp kalıyorum...

2000 yılına 1.5 kala, 60 milyonluk türkiye'nin haline bakıyorum...
hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız? her şeyimiz varken neler yapamıyoruz?..
bir de bu ortamda mustafa kemal'e saldıranlara bakıyorum...

İLHAN SELÇUK

ilhan baba döktürmüş gene şuan önümdfe cumhuriyet gazetesi var yazı dizisini takip ediyorum
gerçekten türkiyenin en kaliteli ancak bi o kadarda pahalı gazetesi ucuzlarsa milyonların satın alıcağı gazeteye bakıyorum

Cumhuriyet, vakıf gazetesi olduğu için pahalı.
Ucuz olsa bile tirajlarında çok büyük bir artma olacağını sanmıyorum ben. Bizim milletimizin doğru söyleyeni dokuz köyden kovma mantığına karşı bir sempatisi var. Her gün alırım Cumhuriyet'i ve verdiğim paraya zerre kadar acımam.. Helali hoş olsun..

iyide o gazeteyi burjuvalar alıpta işçiler köylüler alamadıktan sora ne anlamı var

Bilgilenmek isteyene tek kılavuz Cumhuriyet değil..
O kadar iyi ve güzel yazılar yazan köşe yazarları var ki..
Yeter ki okumak ve öğrenmek istesinler sorun değil Cumhuriyet okuyup okumamaları..
Fiyatı konusunda onların da yapacak bir şeyi olduğunu sanmıyorum..

ama en değerli yazarlar her zaman cumhuriyette yazmışlardır hala da öyle
Birkaç yazar dışında önemli yazarlar cumhuriyette mesela evrensel gaqzetesi var oda güzel bir gazete sitesinden takip edebilirsiniz

Hem bizim halkımız birşeyler okumayı sevmez pek en fazla gazete okur onuda satılmış medya okumasın diye söylüyorum.

Halka birşey anlatamadıktan sonra biz kendimiz bilgilensek nolur ki önemli olan kitleleri toplamak devrim kitlesel eylemlerle gelir örgütlenmeyle gelir.

Her zaman öğrenecek bir şeyler vadır.
Kimse bu konuda dört dörtlük değil..
Sen okumaya devam et. Yeni şeyler öğreneceksin her gün.
Öğreneceğiz.. Ben bilinçliyim demek de yetmiyor..
Haklısın tabi, kaliteli yayın okuması çok iyi olur fakat, yeter ki gazete okusun. Cumhuriyet okumasa da olur. Hatta gazete okumasa bile, yayın izlesin en azından..
Bahsettiğin yazarlar çeşitli TV kanallarında program yapıyor günden güne..
Misal, Avrasya Tv'de her pazar Emin Çölaşan ve Mustafa Balbay program yapıyor.. İzleyen var mıdır?
Ben pek sanmıyorum..